dc.description.abstract |
İçinde bulunduğumuz neoliberal gıda rejimini; rasyonalitesi, kuralları, işleyişi, üretim ve tüketim modelleri bağlamında analiz eden bu çalışma, neoliberal gıda rejiminin hegemonik hale getirdiği düşünme ve ilişkilenme biçimlerinin ötesindeki yaklaşımları, süreçleri ve deneyimleri alternatif gıda ağları bağlamında ortaya koymaktadır. Alternatif gıda ağlarının oluşum süreçlerini, işleyişini, potansiyellerini ve sınırlılıklarını ortaya çıkarmayı amaçlayan bu çalışmada nitel araştırma yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmanın örneklemi kapsamında gıda toplulukları/kooperatifleri/kolektifleri ve inisiyatifleriyle ilişkili 24 katılımcıyla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Araştırma sonucunda, politik, toplumsal, kültürel ve ekolojik boyutlara sahip gıdanın sadece gıda meselesi anlamına gelmediği; aynı zamanda katılımcılık, eşitlik ve dayanışma değerlerinin yeniden üretilebildiği bir ilişkilenme ve deneyim alanı olduğu ortaya çıkmıştır. Toplumsal ve ekolojik hareketlerle ilişkilenerek gelişen alternatif gıda ağları, bu süreçte ekolojik ve toplumsal değerler üretmiştir. Türetici özne, gönüllü emek, dayanışma ekonomileri, topluluk destekli tarım ve katılımcı güvence sistemi bu ağlar aracılığıyla ortaya çıkan veya farklı bağlamlarıyla yeniden düşünülen kavramlardır. Krizler ve belirsizlikler çağında alternatifler yaratmak amacıyla gelişen alternatif gıda ağlarının dönüşümün eşikteki araçları olmasının taşıdığı anlamları; potansiyelleri ve sınırlılıkları bağlamında tartışılmıştır. Şirketleşme, tekelleşme, köylünün işçileşmesi, tüketicinin sağlıklı, iyi ve adil gıdaya ulaşımının zorlaşması boyutlarıyla toplumsal riskleri, endişeleri ve eşitsizlikleri derinleştiren neoliberal gıda rejimine karşı alternatif gıda ağları, pratiğe dayalı etik ve eleştirel bir duruş olarak ele alınmıştır. Bu nedenle, alternatif gıda ağlarının ürettiği ekolojik ve toplumsal değerlerin ve ilkelerin mevcut gıda rejimine karşı alternatifler üretmekte önemli açılımlar sağlayacağı düşünülmektedir. |
en_US |