dc.contributor.author |
Cesur, Sezgin Aksakal |
|
dc.date.accessioned |
2022-12-09T16:29:04Z |
|
dc.date.available |
2022-12-09T16:29:04Z |
|
dc.date.issued |
2021 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/xmlui/handle/123456789/5879 |
|
dc.description.abstract |
Bütün canlılar ve dolayısıyla hayvanlar hayatta kalmak ve yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek adına özel habitatlara ihtiyaç duyarlar. Bu habitatlar her canlı grubu için ortak ya da farklı gereksinimleri içerirler. Çevremiz hem doğal faktörler aracılığıyla hem de endüstriyelleşme, madencilik aktiviteleri ve kentleşme gibi antropojenik (insan kaynaklı) süreçler ile sürekli olarak kirletilmektedir. Bu kirlilikten hem karasal, hem de sucul formlar doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmektedir. Yaşamlarını iki ayrı fazda geçiren amfibiler yani iki yaşamlılar hem sucul hem karasal ekosistemin getirdiği kirleticilere maruz kalmaktadır. Bu sebeple amfibi türleri ekositem ve habitat kirliliğinin oldukça yaygın olarak kullanılan biyoindikatör türleri olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda gelişen teknoloji ile birlikte çevresel etkenler değerlendirilirken; doğal radyasyon ölçütleri de dikkate alınmaktadır. Dünya üzerinde var olan bütün canlılar arka plan radyasyonuna maruz kalmaktadır. Doğal radyasyon kaynakları arasında kozmik ışınlar, gezegenimizi oluşturan bileşenlerden kaynaklanan ve aynı zamanda bizim ve diğer tüm canlıların yapısında bulunan radyoaktif maddeler bulunmaktadır. Bu maruziyet çoğu durumda toplumu ilgilendiren ya da çok az kaygı veren bir durumdur, ancak ekosistemlerin sağlığı açısından koruma önlemlerinin dikkate alınması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2010 yılında Rus kökenli bir nükleer enerji şirketi olan ROSATOM ile Mersin'in Büyükeli ilçesinde VVER-1200 reaktörlü, dört adet güç ünitesine sahip olan ve toplamda 4800 MW güç kapasiteli Akkuyu Nükleer Enerji Santrali (NES)'nin inşa edilmesini öngeren bir işbirliği anlaşması imzalamıştır. Nükleer santraller her ne kadar çevreye küçük miktarlarda radyoaktivite salınımı gerçekleştiriyor olsalar da bu salınımların çevre sağlığını etkileyebilme ihtimali bulunmaktadır. Bir nükleer enerji santrali çalışmaya başlamadan önce, çalışma sırasında ve görev süresini tamamladıktan sonra olmak üzere çevresel etkilerinin incelenmesi önerilmektedir. Bu kapsamda bir NES çalışmaya başlamadan önce tesis çevresinde mevcut radyonüklitlerin tanımlanması, ölçülmesi ve değerlendirilmesi ile radyoaktivite seviyelerinde meydana gelebilecek dalgalanmaların tanımlanması gerekmektedir. Bu bağlamda tez çalışmasında amfibilerin Anura takımında yer alan Pelophylax bedriagea türü Akkuyu NES sahası çevresinin radyasyon aktivitesinin değerlendirilmesi için biyomonitör tür olarak belirlenmiştir. Elde edilen veriler bu türün radyoaktivite değerlendirmeleri için biyomonitör tür olarak kullanılmasını destekler niteliktedir. 5 farklı lokalitede gerçekleştirilmiş olan biyoizlem çalışmaları sonucunda Akkuyu NES sahası çevresinde 30 km'lik güvenlik zonunun radyoaktivite açısından normal alanlar sınıfında olduğu tespit edilmiştir. Akkuyu NES çevresinin radyolojik arka plan radyasyon seviyelerinin beklirlendiği bu çalışma santralin çalışması doğrultusunda ekosistemde gözlemlenebilecek olası etkilerin değerlendirilmesi açısından bir temel veri kütüphanesi oluşturulmasına katkıda bulunması bakımından oldukça önemlidir. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.title |
Akkuyu nükleer enerji santrali'nin yakın çevresinde yayılış gösteren Pelophylax bedriagae (Rana bedriagae) (Amfibia: Anura) türünde arka plan radyonüklit aktivite seviyelerinin belirlenmesi |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/doctoralThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Biyoloji |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Yavuz, Mustafa. |
en_US |
dc.contributor.institute |
Fen Bilimleri Enstitüsü |
en_US |