dc.contributor.author |
Arab, Ayad Najad |
|
dc.date.accessioned |
2021-08-17T09:59:14Z |
|
dc.date.available |
2021-08-17T09:59:14Z |
|
dc.date.issued |
2018 |
|
dc.identifier.uri |
http://acikerisim.akdeniz.edu.tr/xmlui/handle/123456789/3995 |
|
dc.description.abstract |
Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra iki bağımsız ülke olarak ortaya çıkan Türkiye ile Irak arasındaki ilişkiler Ortadoğu'da ve dünyada yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler gölgesinde şekillenmiştir. Osmanlı'dan sonra 1920 yıllında tarih sahnesine çıkan "Modern Irak Devleti" uzun yıllar İngiliz Mandası altında kalmıştır. Dolayısıyla bu dönemde Irak devleti dış politikasında herhangi bir varlık göstermemiştir. Genelde bu dönemde Irak dış dünya ile ilişkilerini İngiliz Mandası kontrolü altında kurmaya çalışmıştır. 1932 yılında İngiliz Mandası'ndan kurtulduktan sonra Irak, dış dünya ile özellikle Batı'ya açılan kapısı olan Türkiye ile doğrudan ilişki kurmaya başlamıştır. Türkiye'nin ve Irak'ın 1937 yılında Ortadoğu bölgesinde kurulan Sadabat Paktı'na katılmaları iki ülke arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkilemiştir. 1955 yılında Soğuk Savaş şartları altında Ortadoğu'da SSCB'nin tehdidini engellemek adına tanzim edilen Bağdat Paktı, Türkiye-Irak ilişkilerini pekiştirmiştir. Fakat 1958 yılında Irak'ta askeri ihtilal olmasından ötürü kısa bir süreliğine ikili ilişkiler kötüleşmiştir. 1980'lerden sonra Türkiye-Irak ilişkilerini olumsuz bir şekilde etkileyen bazı faktörler ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunlardan en önemlisi PKK terör örgütünün özellikle İran-Irak Savaşı sırasında Kuzey Irak'ta oluşan güç boşluğundan istifade ederek bölgeye yerleşmesi ve oradan Türkiye aleyhine silahlı eylemlerde bulunması olmuştur. Bu dönemde iki ülke ilişkilerini belirleyen bir diğer önemli faktör Saddam Rejimi'nin Türkmenlere yönelik yaptığı baskılar olmuştur. Bunlara rağmen Türkiye-Irak ilişkileri 1990 yılına kadar olan sürede Ortadoğu'da bulunan diğer ülkelerinin ilişkileri ile kıyasla daha istikrarlı bir istikamette ilerlemiştir. İki ülke arasındaki ilişkilerin kırılma noktası ise 1990 yılında Kuveyt'in Irak tarafından işgal edilmesiyle başlayan ve Birinci Körfez Krizi olarak adlandırılan süreç olmuştur. Söz konusu krizde Türkiye'nin Irak'a karşı cephe alması, krizin ardından büyüyen PKK terör örgütü, Kuzey Irak'ta oluşan Kürt yapılanması ve Türkmenlerin durumu gibi gelişmeler 1990 yılından sonra Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri belirleyen en önemli paradigmalar olarak görülmüştür. ABD'nin 2003 yılında Irak'a yönelik gerçekleştirdiği askeri müdahale zaten sorunlu olan Türkiye-Irak ilişkilerini daha da karmaşık bir hale getirmiştir. ABD'nin 2003 yılında Irak'ı işgali, Türkiye-Irak ilişkilerini etkileyen ciddi sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. İşgalin ardından Irak'ta merkezi otoritenin zayıflaması, Şii grupların yükselişi, PKK'nın Kuzey Irak'ta manevra kabiliyetini yükseltmesi, Kürtlerin devletleşme sürecine girmeleri, Irak'ın İran nüfuzu altına girmesi, Türkmenlerin durumu, Sünni grupların işgal sonrası Irak siyasetine yeniden entegre olması ve ülkenin mezhep çatışmasından dolayı bir istikrarsızlığa doğru sürüklenmesi gibi Irak kaynaklı sorunlar Türkiye-Irak ilişkilerinin yönünü belirlemiştir. Çalışmada yukarıda özet olarak anlatılan bu gelişmelerin Türkiye-Irak ilişkilerini nasıl etkilediği konusu üzerinde durulmuştur. |
en_US |
dc.publisher |
Akdeniz Üniversitesi |
en_US |
dc.rights |
info:eu-repo/semantics/openAccess |
en_US |
dc.title |
11 Eylül sonrası Türkiye-Irak ilişkilerini etkileyen paradigmalar |
en_US |
dc.type |
info:eu-repo/semantics/masterThesis |
en_US |
dc.contributor.department |
Uluslararası ilişkiler |
en_US |
dc.contributor.consultantID |
Durmuş Ali Koltuk |
en_US |
dc.contributor.institute |
Sosyal Bilimler Enstitüsü |
en_US |