Abstract:
"Türkiye'de Çağdaş Sanat Koleksiyonculuğu (1990-2010)" başlıklı tez konusunun kapsamını 1990-2010 yılları arasında kültür ve sanat olaylarını yönetmeye talip olan sermaye sahiplerinin sanat koleksiyonculuğu ve Türkiye'deki yansımaları oluşturmaktadır. Bu amaçla tezde, Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'nin 1990'lı yıllarına kadar gerçekleşen sanat yapıtı toplama pratikleri kısaca özetlenmiş, 1990'larda gelişen yeni anlayışın 2010'lara uzanan süreci özel olarak sorunsallaştırılmıştır. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın 1973'den sonra aralıksız düzenlediği uluslararası müzik festivalleri, devletin dışında özel sektörün de sanat alanında yer aldığı prestijli bir etkinlik haline gelmiştir. Özel galeriler ve banka galerileri, sergilerini ve sanatçılarını küçük kataloglarla tanıtmaya başlamış, 1980'lere gelindiğinde sermaye sahiplerinin pek çoğu birer sanat koleksiyonuna sahip olmuşlardır. 1990'lı yıllar, siyasi istikrarsızlıkların yaşandığı, küresel ekonomiye uyum projelerinin geliştirildiği, ekonomik krizlerin, özelleştirme politikalarının, iç ve dış siyasette karmaşanın yaşandığı, koalisyon hükümetleri ile idare edilen bir dönem olarak nitelendirilmektedir. Bu süreçte koleksiyoncular paradigma değiştirmiş, koleksiyonlarının tutarlılığını önemsemiş, yapıtlarının bazılarını elden çıkarmışlardır. 1990'lı yılların sonuna doğru kültürün özelleşmesinden söz edilmeye başlanmıştır. 1990'ları 2000'li yıllara bağlayan süreçte en çok tartışılan konulardan biri de yeni "çağdaş sanat müzeleri" olmuş, 2001 yılında Sevda ve Can Elgiz tarafından kurulan Proje 4L Güncel Sanat Müzesi'ni aynı yıl açılan Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi izlemiştir. 2002 yılında Sabancı Müzesi açılmıştır. 2004'te yayınlanan Teşvik Kanunu'nun ardından açılan yeni sanat kurumlarından bazıları İstanbul Modern Sanat Müzesi (2004), Pera Müzesi (2005), Santral İstanbul (2007), ARTER (2010) , SALT Beyoğlu ve SALT Galata (2011)'dır. Tez kapsamında, özelde ise 1990-2010 sürecindeki koleksiyonculuk anlayışı ve sorunları ele alınacak, koleksiyonlarını müzeye dönüştüren ya da bu amacı vizyon edinen Nahit- Huma Kabakcı, Murat Balkan, Mustafa Taviloğlu, Banu-Hakan Çarmıklı koleksiyonları ile Elgiz, Sabancı, İstanbul Modern ve Pera müzeleri üzerinde ayrıntılı olarak durulacaktır.