Özet:
Bu çalışmada tarımsal artıklardan birisi olan zeytin pirinasının iki farklı formu toprağa uygulanarak toprak verimlilik parametreleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Çalışmada ham zeytin pirinası ile zeytin pirinasının yavaş piroliz işleminden (500-600 ºC) elde edilen biyokömür kullanılmıştır. Zeytin pirinası ve zeytin pirinasından elde edilmiş biyokömür 0, 0.5, 1.0, 1.5 ton da-1 dozlarında toprağa karıştırılarak uygulanmıştır. Çalışma sonunda deneme alanı topraklarının fiziksel ve kimyasal analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu sonuçlar ışığında, toprağın makro element kapsamında özellikle de azot (N) içeriğinde önemli artışlar olduğu görülmüştür. Uygulamalar toprağın elektriksel iletkenlik (EC) değeri üzerinde önemli bir etki meydana getirmezken, toprak reakiyonu (pH) ve katyon değişim kapasitesi (KDK) değerlerinde önemli artışlar sağlamıştır. Zeytin pirinası uygulaması ile toprakların organik madde ve organik karbon düzeylerinde artışlar olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte fiziksel toprak özelliklerinden hacim ağırlığı, agregat stabilitesi ve agregat büyüklük dağılımının zeytin pirinası ve biyokömür uygulamaları ile önemli düzeyde etkilendiği belirlenmiştir. Genel bir değerlendirme yapılacak olursa hem zeytin pirinası uygulamaları hem de biyokömür uygulamalarının toprakların fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerinde risk oluşturacak bir etkiye sahip olmadığı, aksine; uygulanan materyaller ile toprağın organik madde ve organik karbon içeriklerinin arttırıldığı, makro ve mikro besin elementi konsantrasyonu bakımından zenginleşmesinin sağlandığı, toprağın nem içeriği, agregat stabilitesi ve agregat büyüklük dağılımı değerlerinde artış sağlandığı, hacim ağırlığı değerlerinde azalma sağlayarak toprakta sıkışmayı önlediği için toprak kalitesinde olumlu gelişmeler sağladığı söylenebilir. İncelenen çoğu toprak verimlilik parametrelerinde 1.5 ton da-1 dozundaki zeytin pirinası ve biyokömür uygulamalarının 1.0 ton da-1 dozunda yapılan uygulamalara kıyasla belirgin bir fark yaratmadığı için 1.0 ton da-1 uygulama düzeyinin toprakların fiziksel ve kimyasal özelliklerinin iyileştirilmesi için yeterli olacağı düşünülmektedir.