Abstract:
"Arap Baharı" ya da "Arap Halk Ayaklanmaları" 2010 yıllarda coğrafi ve insani unsurları nüfuzu altına alarak sınır aşan uluslararası ve jeopolitik sorunlar yumağını andıran bir tezahüre bürünmüştür. Halk isyanlarının giderek artması, ülke içi ve çevresinde yaşanan kanlı kaotik ortamın dalga dalga çoğalması telefisi güç gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Kargaşanın iç savaşları tetiklemesi, mezhepçiliğin derinleşerek şiddete bürünmesi, radikal İslamın güç kazanması, ülke içi ve dışı mülteci sorunlarının sınır aşan sorun haline gelmesi, terörün farklılaşarak ve büyük güçlerce kullanılarak ön plana çıkması, askeri müdahalelerin meydana gelmesi gibi çok yönlü sorunlar yumağına dönüşmüştür. 21. Asrın bu çok yönlü sarsıcı etkileri Sahel bölgesinde bulunan Nijer üzerinde de telafisi oldukça meşakkatli sorunlar meydana getirmiştir. Nijer Cumhuriyeti Sahel bölgesinde etrafı Benin, Burkina Faso, Çad, Cezayir, Libya, Mali ve Nijerya ile çevrili Afrika jeopolitiği yönünden öneme haiz bir ülkedir. Hatırlanacağı üzere, Nijer'in kuzey sınır komşusu Libya'da ise iç savaş şubat 2011'de şiddetini uluslararası arenayı etkisi altına alarak göstermiştir. Diğer taraftan Nijer'in güney sınır komşusu Nijerya'da ise yasadışı silahlı bir örgüt olan Boko Haram'ın yıkıcı ve yıpratıcı faaliyetleri malumdur. Nijer'in Batı komşusu Mali Cumhuriyetinde de İslami Mağrip El-Kaide Örgütü, MUJAO, Ansar-Dine terör örgütleri ve MNLA gibi radikal terör grupları faaliyetlerini peyderpey sürdürmektedirler. Anlaşılacağı üzere Nijer, bu üç büyük tehlike arasında yer alan ve stratejisi bölge dengelerini etkileyebilecek nitelikte olan bir ülkedir. Nitekim bu çalışma, Arap Baharının Nijer'e sınır komşu ülkeler üzerindeki sorunlar kaynaklı etkiler ile Nijer üzerindeki doğrudan siyasi, sosyo-kültürel, ekonomik ve askeri etkileri mercek altına alınarak kaleme alınmıştır. Arap Baharı'nın Mali'de kriz ortamını tetiklemesi, Libya'daki güvensizlik sarmalının yayılması ve Nijerya'daki Boko Haram saldırılarının şiddetini arttırması gibi olumsuzlukların ortasında kendisini hazırlıksız bulan Nijer, bölgedeki jeopolitiği ve jeostratejisi nedeniyle dikkate alınması gereken bir ülkedir. Giderek artan nüfusuna dahi kaynak sağlamakta yetersiz kalan bu ülke, 2012'den bu zamana dek çok sayıda düzensiz mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Zira mültecilere kıt bütçeden ayrılan kaynaklar nedeniyle de ülke ekonomisi ve sosyo-kültürel altyapısı olumsuz ölçüde etkilenmektedir. Sınırları çöl ile çevrili olan Nijer'in sınır kontrolünün sağlanmasının zorluğu nedeniyle sürekli mevcudiyetini koruyan eşkiyacılık faaliyetleri, silah ve uyuşturucu ticareti ya da göçmen sorunu ile karşılaştığı için güvenliğini ön plana alması gerektiğinin farkına varmıştır. Kişi başına düşen gelir ile dünyanın en fakir ülkelerinden biri olan Nijer güvenliğine tek başına kaynak sağlamasının zor olması nedeniyle bölgesel örgütlere (CILSS, G5 Sahel..) katılarak güç arayışı içerisine girmiştir. Aynı zamanda üstesinden gelemediği bu muazzam sorunlar karşısında uluslararası kurum ve garantörlerden de yardım talebinde bulunduğu tartışma götürmemektedir. Nitekim Nijer, içine düştüğü bu sorunlar yumağı sonucu topraklarında büyük güçlerin askeri üslerini kurmasına izin vererek güvenliğini sağlama konusunda somut adımlar atmaya başlamıştır.