Abstract:
Avrupa Birliği, dış politikasında ve bununla ilgili literatür de normatif insan hakları boyutunun, Avrupa yaklaşımlı normatif güce giderek daha sıcak baktığını iddia eden uluslararası bir aktör olarak bilinir. Dış politikasını planlarken insan hakları prensibi gibi bazı normları göz önüne alması, birçok durumda, diğer normlar ve AB'nin çıkarları ile ters düşmektedir. Bu çalışma üçüncü ülkelerle ilişkilerinde AB'nin insan hakları mevzuatını ve politikalarını inceler ve onları eleştirmenin yanında bu politikaların etkinliğini de araştırır. Bununla birlikte, birliğin dış politikalarını açıklarken, Avrupa yaklaşımlı normatif gücün kapsayıcılığını test edilmektedir. İnsan hakları prensiplerinin rolü incelenmesiyle ilgili olan ülke grupları: aday ülkeler, AB'nin komşuları, AKP ülkeleri, AB'nin stratejik ortakları ve diğer üçüncü ülkelerdir. İran, temel dış ilişkilerinin bazısı AB'yi ilgilendiren ve AB ile insan hakları normları, silahsızlanma ve güvenlik meselesi (nükleer sorunu) çakışan bir vaka çalışması olarak seçildi. İran'daki insan hakları durumuyla oluşan bu endişelerce teşvik edilen politikaların çelişkili etkilerini gösterilmekte ve bu politikaların sonucuna dayalı olarak AB'nin gücünü sınıflandırılmaktadır. Bu, hem İran'daki insan hakları ihlalcileri hem de nükleer sorun ile ilgili yaptırımlarla birlikte, iki İranlı muhalife verilen Sakharov Ödülü (2012) ve Kritik Diyaloğu içeren, İran ile ilişkilerinde AB tarafından alınan insan haklarıyla alakalı önlemler çalışılarak yapılmıştır. Buna ek olarak, bu politikaların ve bunların etkilerinin şu sonucu doğrulaması gerektiğine varılmıştır: Uluslararası ilişkilerde AB'nin pozisyonunu yargılamak için onun normatif gücü ile stratejik çıkarları arasındaki dinamiklerin göz önüne alınması gereklidir.