dc.description.abstract |
Bu çalışmada, örtüaltı biber üreticileri tarafından hastalık ve zararlı kontrolünde yaygın olarak kullanılan geleneksel (kimyasallara dayalı) mücadele programına alternatif olabilecek kalıntısız (mikrobiyal ve organik kaynaklı preparatlara dayalı) mücadele programı kullanılarak yetiştirilen kapya tipi 'Urartu' biber çeşidinin (Capsicum annuum L.) hasat sonrası dayanımı ve meyve kalitesi üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla yürütülen çalışmalar 2011-2013 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Farklı yetiştiricilik sistemleri kullanılarak üretilen biberler, optimal hasat zamanında derilerek 5 farklı gruba ayrılmıştır. Birinci grup meyveler, palistore ortamında %3 CO2 : %2 O2 konsantrasyonlarında muhafazaya alınmıştır. İkinci grup meyveler, özel bir firma tarafından üretilen ve gaz geçirgenlikleri belli olan 5'er kg'lık modifiye atmosfer torbaları (MAP) içerisinde (Xtend) depolanmışlardır. Üçüncü grup meyveler, 5 kg meyve alabilen adi torbalar içerisinde, dördüncü grup meyveler ise yaklaşık 1 kg biber alabilen strafor tabaklar içerisine yerleştirilmiş ve meyvelerin üzerleri streç film ile kaplanarak muhafazaya alınmışlardır. Son grup meyveler ise hiçbir paketleme ambalajı kullanılmadan kontrol grubu olarak plastik kasalar içerisinde muhafazaya alınmışlardır. Farklı şekillerde ambalajlanan tüm meyveler 8oC sıcaklık ve %90-95 oransal nemde 60 gün süreyle depolanmıştır. Değişik muhafaza ortamlarından 15'er gün aralıklarla alınan meyve örneklerinde ağırlık kaybı, suda çözünebilir kuru madde miktarı (SÇKM), titre edilebilir asit miktarı (TEA), meyve et renginin C* ve h° açı değerlerindeki değişimler, MAP ortamındaki CO2 ve O2 miktarları, C vitamini miktarı, toplam fenolik madde miktarı, β-karoten miktarı belirlenerek farklı üretim sistemlerinin meyve kalitesi ve muhafaza üzerine etkileri karşılaştırmalı olarak ortaya konulmuştur. Çalışmada ayrıca, biberlerin manav koşullarında dayanma sürelerinin belirlenmesi amacıyla değişik muhafaza süreleri sonunda depodan çıkarılan ürünler 2 gün süreyle 18-20 °C sıcaklıkta bekletilmişlerdir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, muhafaza periyodu süresince biberlerin ağırlık kayıplarında artışlar belirlenmiştir. Her iki yetiştiricilik sisteminde de palistore ortamında depolanan biberlerde ağırlık kayıpları oldukça düşük düzeylerde kalmıştır. Biberlerin muhafaza süresince TEA miktarları muhafazanın başlangıcında artış, daha sonraki dönemlerde ise azalış göstermiştir. Çalışmada, en yüksek TEA miktarı kontrol grubunda saptanmıştır. Bunu sırasıyla adi torba, streç film ve palistore uygulamaları takip etmiştir. En düşük TEA miktarı ise MAP uygulaması yapılan biberlerde meydana gelmiştir. Biberlerin muhafazası sırasında en yüksek SÇKM miktarı, kontrol grubunda saptanırken, en düşük SÇKM miktarı ise adi torba uygulamasında meydana gelmiştir. Çalışmada, muhafaza periyodunun uzamasına paralel olarak tüm uygulamalarda biberlerin C vitamini miktarlarında azalmalar meydana gelmiştir. Palistore ortamında depolama C vitamini kaybını azaltmada oldukça etkili bulunmuştur. Biberlerin muhafazası süresince toplam fenolik madde miktarları depolamanın ilk 15 gününde artış, muhafazanın geri kalan kısmında ise azalış göstermiştir. En yüksek toplam fenolik maddeye palistore uygulamasında ulaşılmıştır. Bunu kontrol ve adi torba uygulamaları takip etmiştir. Muhafaza süresince biberlerin β-karoten miktarları artmış ve kontrol grubu meyvelerinin β-karoten miktarları diğer uygulamalara oranla daha yüksek bulunmuştur. Farklı hasat sonrası uygulamaları yapılan biberlerin h° açısı ve C* değerleri azalış göstermiş ve biberlerin renk değerlerinde en az kayıp palistore grubunda meydana gelmiştir. Biberlerin pazarlanabilirlik durumları dikkate alındığında palistore ortamında depolanan biberlerin kalitelerinden fazla bir şey kaybetmeden 30 gün süreyle depolanabileceği saptanmıştır. Biberlerde meydana gelen kalite kayıpları özellikle 20 °C'de 2 gün bekletilen meyvelerde daha belirgin hale gelmiştir. Manav koşullarının 30 + 2, 45 + 2 ve 60 + 2 günlerinde adi torba uygulamaları çürümeler ve kalite kayıpları nedeniyle analiz yapılamayacak duruma gelmiştir. Farklı yetiştiricilik sistemlerinin biber muhafazası üzerine etkileri incelendiğinde ise, kalıntısız olarak yetiştirilen biberlerde muhafaza süresince saptanan ağırlık kaybı ve SÇKM değeri, geleneksel olarak yetiştirilen biberlere oranla daha düşük bulunmuştur. Çalışmada, kalıntısız olarak yetiştirilen biberlerin daha yüksek C vitamini, toplam fenolik madde, h° açısı ve C* değerlerine sahip olduğu belirlenmiştir. TEA, β -karoten ve pazarlanabilir meyve miktarı bakımından üretim sistemlerinin etkileri önemli (p ≥ 0.05) bulunmamıştır. Ayrıca yapılan kalıntı analizleri sonucunda kalıntısız olarak yetiştirilen kapya tipi biberlerde hiçbir kalıntıya rastlanmazken, geleneksel olarak yetiştirilen biberlerde iki etken madde tespit edilmiştir. |
en_US |