Abstract:
Kıbrıs adası bulunduğu coğrafi konumu sebebiyle tarih boyunca Akdeniz'e hâkim olmak isteyen devletlerin ilgi sahasına girmiş, birçok kavmin izlerini ve çeşitli medeniyetlerin mirasını taşıyan bir yer olmuştur.1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sonrasında Bâbıâli için çok ağır şartlar içeren Ayastefanos Antlaşması ile Ruslar birçok kazanım elde edip diğer büyük güçler için tehdit haline gelmişti. Özellikle bu durumdan en çok etkilenecek olan İngiliz yönetimi İstanbul elçisi aracılığı ile II. Abdülhamit'e Ruslara karşı savunma anlaşması teklif etmiş karşılığında Kıbrıs adasını geçici bir üs bölgesi ?place d'armes? olarak kendilerine bırakılmasını talep etmişti.Kıbrıs'ı İngiltere'ye bırakmak istemeyen Sultan II. Abdülhamit İngilizlerin teklifini ertelemeye çalışması üzerine İngiliz Dışişleri Bakanı tarafından İstanbul Elçiliğine gönderilen telgrafta adanın devredilmediği takdirde silah zoru ile alınacağı uyarısında bulunulmuş, bu şartlar altında padişah II. Anlaşmayı imzalamak zorunda bırakılmıştı.Kıbrıs Türkleri Rumların Enosis hareketine karşı ellerinden geleni yapmış, Osmanlı Devleti'nin de İngiliz yönetimini konu hakkında birçok kez uyarmasına rağmen İngiliz yönetimi tarafından herhangi bir tedbir alınmamıştı.İngiliz yönetimi adada çoğunluğu teşkil eden Türkler ve Rumlar arasında bulunan çeşitli ihtilaflardan yararlanmış adada bulunan Türkler ve Rumlar arasındaki ayrılıkları körüklemiş ve kendilerine yakın hissettikleri şahısları etkili yerlere getirerek hâkimiyetlerini perçinlemiştir. İncelenen dönemde İngiltere'nin ada yönetimi üzerindeki ana düşüncesi ?böl-yönet? şeklinde olduğu değerlendirilebilir.