Abstract:
Dış Gelişmeler Işığında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Son ki Yılı (1936-1938)? konulu buçalışma kaynak ve arşiv taraması yapılarak oluşturulmuştur. Kaynak taraması yaparken, MilliKütüphane, Gnkur. ATASE Bşk.lığı Kütüphanesi, Jandarma Eğitim Komutanlığı Kütüphanesi,Gazi Orduevi Kütüphanesi, Gazi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih CoğrafyaFakültesi Kütüphanesi, Ankara l Halk Kütüphanesi ile TBMM, MSB arşivlerinden yararlandım.Çalışmamda; ?Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamının son iki yılını teşkil eden 1936-1938yıllarında Türkiye Cumhuriyeti'nin takip ettiği dış politikanın dayandığı temelleri ve uygulananpolitikada Atatürk'ün rolünü ve yabancı ülkeler nezdinde etkinliğini ortaya koymaya? çalıştım.Amacım, yok olmaktan son anda kurtulmuş olan bir milletin dünya siyasetinde tekrar yer almamücadelesini, bu mücadelede Mustafa Kemal Atatürk'ün rolünü ve özellikle cenaze merasiminekatılan yabancı heyetler ile bu heyetlerin ülkelerinde meydana gelen yankıları ele alarakdeğerlendirmektir.1919-1938 yılları arasında Atatürk'ün bizzat şekillendirdiği Türk dış politikasını ülke vedünyada meydana gelen gelişmeler çerçevesinde ele almak mümkündür. Bu kapsamda Türk dışpolitikasını Milli Mücadele (1919-1923), Cumhuriyet'in ilanından 1936 yılına kadar geçen dönemve II. Dünya Savaşına doğru birtakım gelişmelerin olduğu (1936-1938) dönem olarak ele almakmümkündür.Milli Mücadele döneminde o zamanın şartları gereği yıkılmak üzere olan bir ülke yenidenkurulmaya çalışılmaktaydı. Durumun özelliği, büyük ve düşman devletlere karşı dengeli bir politikaizlemeyi, bu ülkelere karşı koz olabilecek ve onlarla düşman devletlere dayanmayı ve ülkeyi işgaletme sevdasında olan Yunanistan'a karşı azami kuvvet ile mücadele etmeyi gerektirmiştir. Odönemde talya, ngiltere ve Fransa'ya karşı dengeli bir politika takip edilmiş, bu ülkelerinbirlikteliği bozulmaya çalışılmıştır. Bu ülkeler ile mücadele içerisinde olan Rusya ile yakın ilişkikurulmak suretiyle denge sağlanmaya çalışılmıştır.Bu dönem takip edilen dış politika, mücadelenin dünya kamuoyuna tanıtılması, mücadeleninhaklılığının ortaya konulması, ülke ve milletin asgari haklarının alınması şeklinde gelişmiştir. Buhakların alınması ve dış politikanın desteklenmesi ancak içeride düşmanlara karşı kazanılan zaferlersayesinde olabilmiştir.Mücadelenin Mudanya Mütarekesi ile sonuçlandırılmasından sonra kalıcı barışın sağlanmasıhususundaki çalışmalar ön plana çıkmıştır. Bu kapsamda Lozan Barış Görüşmeleri'nden en fazlakazançla çıkabilmek için yapılabilecek her türlü diplomatik atak yapılmıştır. Birinci Dünya Savaşınıbitiren antlaşmalardan tamamen farklı platformda gerçekleştirilmiş ve büyük oranda Türkiye lehinesonuçlanmış olan Antlaşmanın çözümlemeden veya kısmen çözümleyerek bıraktığı sorunlar sonrakidönemin uğraşı konuları olmuştur.Bu dönemde Musul meselesi tekrar bir savaşa girmemek uğruna aleyhimize sonuçlanmış,Boğazların statüsü Montrö ile istediğimiz gibi şekillenmiş, Hatay Anavatan'a bağlanmış, ülkeningüvenliğini temin maksadıyla Balkan ve Saadabat Paktları oluşturulmuştur. Aynı zamanda, sadeceRusya'ya dayanan dış politikamız, eşitlik çerçevesinde açılım içerisine girerek çok taraflı bir nitelikkazanmıştır.Türkiye Cumhuriyeti'nin dünya siyasi hayatındaki etkinliği artmış, Milletler Cemiyeti'ninsaygın ve seçkin bir üyesi olmuş ve yaklaşan kinci Dünya Savaşı arifesinde revizyonist ve anti-revizyonist ülkelerin yanlarında müttefik olarak görmek istedikleri ülke konumuna gelmiştir.Bu dönemin sonunda Milli Mücadelenin önderi Cumhuriyetin kurucusu Atatürk kaybedilmiştir.Dönemin ulaşım imkânları değerlendirildiğinde ve o dönem itibarıyla gerçek anlamda bağımsızolan ülkelerden 37'sinin cenaze merasimine katılmış olması Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk'ündünyadaki saygınlığını ve etkinliğini en iyi ortaya koyan delil niteliğindedir.