Abstract:
"Likya'da Kaynak Kültü" başlıklı tez çalışması, yörede kaynaklar odağında gelişen inanç etkinliklerini kurumsallık ve süreklilik dahilinde araştıran bölgesel bir din tarihi araştırmasıdır. Bu bağlamda mimariden ikonografiye kaynak inancıyla bağlantılı unsurların tümü araştırma kapsamına alınmış; Likya'nın kutsal kaynakları, ilgili tapınım döşemleri ve bu alanlarda kutsanan koruyucu kimlikleri tespit etmek yoluna gidilmiştir. Bu yapılırken de inancı temellendiren düşünün dönemsel olarak bölünemeyeceğinden hareket edilerek, "Likya" toponym'ünün işaret ettiği coğrafi sınırlar; kronolojik, etnografik ve din tarihi açısından belli bir dönemi kapsayacak biçimde değil kült tanımı nezdinde süreklilik olgusunun irdelenebilmesi için mümkün olduğunca geniş tutulmuştur. Likyakların kaynaklar odağında yapısallaşmış kutsal alanları işaret etmek için ne tür bir ifade kullandıkları bilinmemektedir. Aynı biçimde kutsal alanlarla bağlantılı yerel söylencelerin bütünüyle antik yazına yansımamış olması da sorunu arttırmaktadır. Bu nedenle likya'daki kutsal kaynakların tespiti, farklı süreçlerde yöreye ilişkin atıflarda bulunan çeşitli yazın geleneklerinin kendi ifade biçimleri nezdinde ve hayli sınırlı olmakla birlikte varolan kalıntılar ile yazıtlar dahilinde sağlanabilmektedir. Nitekim bu olgunun doğal sonucu olarak Likya'daki kutsal kaynakların saptanabilmesi, her biri ait olduğu yazın geleneğinde ilgili kutsal alanları yapısal ve işlevsel yönden tarif eden Hititçe D KASKAL.KUR ve Hellence Krene (Kçfjvrj) ifadelerinin anlaşılmasını gerektirmektedir. Zira bu gereklilik mimariden ikonografiye burada tanıtılan unsurların bütünüyle kavranabilmesi ve bu yolda bölgesel karşılaştırmalarla belli çıkarımlara ulaşılması yolunda kayda değer bir engel oluşturmaktadır. Bununla birlikte söz konusu araştırma, Likya boyunca onbir farklı alanda (Kabene, Kalbios, Kyaneai, Letoon, Limyra, Patara, Skaroi, Sura, Telandros, Tuminehi ve Wiianavanta (=Oinoanda)) kaynakların özel bir ihtimamla çeşitli etkinliklere odak olduğunu belgeleyebilmektedir. Yine de, söz konusu alanlardan azımsanamayacak bir kısmının (Wiianavanta, Kalbiaos, Kabene, Skaroi, Limyra) konumu bugün için belirsizdir. Diğer yandan Sura ve Tuminehi kaynak' yapıları bir kenara bırakılacak olursa, konumuna ilişkin fikir yürütebildiğimiz birkaç kutsal alan da, ya henüz kazılmamış ya da hayli kötü korunmuş olması nedeniyle (Kyaneai, Letoon, Oinoanda, Patara) bütünüyle araşurılamamaktadır. Tüm bu olumsuzluklara karşın Likya'daki kutsal alanlar araştırıldığında, kaynaklar odağında gelişen uygulamaların yörenin sınırları dahilinde yaygın ve süreklilik arz eden bir dinsel anlayışı temsil ettiği söylenebilmektedir. Buna göre arkeolojik verilerle İ.Ö. 6-5. yüzyıllarda yapısallaştığına tanıklık edilen kült uygulamalarının (Kyaneai, Letoon, Patara, Tuminehi) yazın verileri dahilinde Likya'nın Demir Çağ öncesi yerleşimcileri Lukkalarla yakından ilişkili olduğu görülmektedir.