Abstract:
İÖ 5. yy. da savaşlarda başarı kazanan atalarını bile onurlandırmayan ve xı\ır\'ye ayıp gözüyle bakan Yunanlılar zamanla atalarına haksızlık ettiklerini düşünmüşler ve bundan böyle hem askeri hem de politik başarıları onurlandırmaya başlamışlardır. Zaman içinde time bir amaç haline gelmiştir. Bu amaç Yunan halk karakteri olan yarışmaya dönüklülük (agonistik) ile birleşmiş ve euergesia'mn zemini hazırlanmıştır. Bu özellikler Hellenistik dönemde, polis, yani devlet olan Anadolu kentlerine de geçmiş ve Anadolu insanının vatanseverliği ile perçinlenerek gelişme sürecine girmiştir. Anadolu kentleri Hellenistik dönemde Hellenistik Monarkhia'ların, Roma döneminde de Roma împaratorğunun hükmü altında olsa da iç idare serbestisine sahiptiler. Yani kendi kanunlarını yapabiliyorlardı (autonomia) ve kentin idamesini kendi imkanları ile sağlamaya çalışıyorlardı (autarkeia). Kentin kamu hizmetleri dediğimiz bir takım memuriyetleri de kentlerdeki eşraf tabaka adı verilen zenginler tarafından liturjik olarak yani para alınmadan yerine getirilirdi. Çünkü bunu bir şeref olarak görürlerdi. Bunun karşılığında da birtakım yüksek onurlara ulaşıyorlardı. Zamanla para verdiğinde onur kazandığını gören bu eşraf tabaka liturjik olarak yerine getirdiği memuriyetlerle kalmamış kentleri için gönüllü olarak daha fazla harcamaya başlamışlardır. Toplumun ihtiyacı olan ya da kenti güzelleştirmek adına herşeyi bu eşraf tabaka karşılamaya başlamıştır. Muazzam boyutlarda para ve yiyecek yardımı yapmak, kendi keselerinden elçilik masraflarını karşılamak, bayram ve yarışmalar düzenlemek, kentlerini muhteşem binalarla süslemek (agoralar, tiyatrolar, palaistralar, bouleuterionlar vs), halkı ziyafetlerle ağırlamak hatta kente para ya da toprak bağışlamak suretiyle vakıflar kurmak hep bu eşraf tabakanın seve seve yaptığı bağışlardı. Kentlerine bu yolla yararlı olan eşraf tabakaya euergetes, yaptıkları işe de euergesia denirdi. Bütün bu yaptıklarının karşılığında ise kentler euergeteslerine hem teşekkür etmek hem de bu kişileri yeni euergesialar konusunda teşvik etmenin yanısıra kentin diğer, özellikle de yeni kuşak euergeteslerine örnek olsun diye, onları onurlandıran ve öven muhteşem meclis kararları çıkarmakta, altın çelenk, bronz betim, bayramlarda ön sıra imtiyazı, prytaneionda yemek yeme hakkı gibi birtakım onurlar bahşetmekteydiler. Halkın gözünde ise bu kişiler birer velinimet, kurtarıcı ve kurucu idiler. Hellenistik dönemin savaşlarla geçen ortamında euergesia daha çok ihtiyaçları karşılamaya yönelik iken Pax Romana ile gelen bolluk ve zenginlik ortamında ise ihtiyaçların yanısıra lüks ve rahatlık da işin içine girmiş ve euergesia da doruk noktasına ulaşmıştır. Euergetes'den iyi karakter ve paraya sahip olması ve bu parayı cömertçe harcaması beklenirdi. Bu şartlan yerine getiren kişi ise güzel ve iyi yetişmiş insan (kalos kai agathos), bütün erdemleri üzerinde taşıyan, bilge insan gibi çeşitli niteliklerle tanımlanmakta ve kendilerine kentin babası, anası, kızı, oğlu gibi unvanlar verilmekteydi. Euergetes'lenn aile ve atalarının başarıları, kent için yaptıkları oldukça önemli idi. Atanın euergetes olması, yeni kuşaktan kişilerin üzerinde euergesia ve liturjik memuriyetleri yerine getirme konusunda ahlaki bir baskı da oluşturmaktaydı. Çünkü halk onlardan en az atalarının yaptıklarının dengini isterdi. Tabii euergetesler euergesiaları karşılığında sadece ün ve onursal payeler elde etmekle kalmıyorlar, aynı zamanda kentlerinin ve Lykia'da Lykia Birliği'nin yönetiminde de söz sahibi oluyorlardı. Zamanla bu kişiler özellikle euergesia'mn doruk noktasına ulaştığı ÎS I ve II. yüzyıllarda, yönetici sınıf haline gelmişlerdir.